Biyokütle Enerjisi Nedir?

Biyoenerji kullanımı “geleneksel” ve “modern” olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır. Geleneksel kullanım, odun, hayvan atığı ve geleneksel kömür gibi formlardaki biyokütlenin yanmasını ifade eder. Modern biyoenerji teknolojileri, bagasse ve diğer bitkilerden üretilen sıvı biyo-yakıtları; biyo-rafinerileri, kalıntıların anaerobik sindirimi yoluyla üretilen biyogaz, odun pelet ısıtma sistemleri ve diğer teknolojilerdir.

Enerjinin çevresel kirliliğe yol açmadan sürdürülebilir olarak sağlanabilmesi için kullanılacak kaynaklar arasında biyokütle enerjisi vardır. Biyokütle enerjisi tükenmez bir kaynak olması, her yerde elde edilebilmesi, özellikle kırsal alanlar için sosyo-ekonomik gelişmelere yardımcı olması nedeniyle uygun ve önemli bir enerji kaynağı olarak görülüyor.

DÜNYADA BİYOKÜTLE ENERJİSİ

Dünyadaki yenilenebilir enerji kullanımının yaklaşık dörtte üçü biyoenerjiyi içerir, bunun yarısından fazlası geleneksel biyokütle kullanımından oluşur. Biyoenerji, 2015 yılında toplam nihai enerji tüketiminin yaklaşık% 10’unu ve küresel enerji üretiminin% 1,4’ünü oluşturdu.  Biyokütle, Brezilya, Hindistan ve Çin gibi artan talebe sahip kalabalık ülkelerde enerji arzını artırma konusunda önemli bir potansiyele sahiptir. Isıtma veya elektrik üretimi için doğrudan yakılabilir veya yağ, gaz ikamelerine dönüştürülebilir. Akaryakıt sektöründe çoğunlukla benzin için uygun bir yenilenebilir ikame maddesi olan sıvı biyoyakıtlar kullanılır. Brezilya sıvı biyo-yakıtlarda liderdir. Çoğunlukla mısır, şeker kamışı ve tatlı sorgum gibi şeker ya da nişasta ürünlerindeki karbonhidratların fermantasyonundan elde edilen bir alkol olan biyoetanolle çalışan en büyük esnek yakıtlı araç filosuna sahiptir.

NEDEN ÖNEMLİDİR?

Fosil yakıt kaynakları kullanarak yapılan enerji üretiminin çevreye zarar verdiği bir gerçek. Küresel çevre sorunları doğrudan doğruya tüketilen enerjiye, yüksek oranda kükürt ve diğer zararlı maddeleri içeren fosil yakıt kullanımına bağlıdır. Biyokütleden enerjisinin elde edilmesi için, daha çok tarım işçiliğine gerek duyulduğundan, biyoenerji konusu, özellikle kırsal kesimde iş alanları yaratma açısından ideal bir seçenektir. Gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri olan kırsal kesimden büyük şehirlere göç olayını da bu şekilde önlemek mümkün olabilir. Biyokütle; oldukça çorak alanlarda yetişmesi, daha önce yararlanılamayan toprakların kullanılması ve kırsal alanların yetiştiricilik açısından değerlendirilmesi açısından büyük önem taşır. Biyokütle enerjisi çevre dostu ve yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Sera etkisi ve çevre kirliliği oluşturmaz, asit yağmurlarına neden olmaz. Hemen her yerde yetiştirilebilmesi, depolanabilir ve her ölçekte enerji verimi için uygun olması, tercih edilmesindeki en büyük etkenler arasındadır.

TÜRKİYE’DE BİYOKÜTLE ENERJİSİ

Türkiye’nin yıllık 117 milyar ton civarında biyokütle potansiyeli bulunmaktadır. Bu değer yıllık 32 Mtep’dir. Bu potansiyel içinde en büyük pay yıllık bitkilere aittir (14,5 Mtep). Bitkileri takiben orman atıkları (5,4 Mtep), çok yıllık bitkiler (4,1 Mtep) gelir. Türkiye’nin hayvansal atık potansiyeline karşılık gelen biyogaz miktarının 1,5-2 Mtep olduğu tahmin ediliyor.

Biyokütle, bir yenilenebilir enerji olarak Türkiye’de büyük bir potansiyele sahip. Türkiye’nin biyokütle kaynakları; tarım, orman, organik şehir atıkları, hayvansal atıklardan oluşur. Bir tarım ülkesi olan Türkiye, tarımsal atık ve ürün atıkları açısından oldukça fazla kaynağa sahiptir. Türkiye, ürün atıklarından hesaplanan toplam enerji potansiyelinde 9,5 milyon ton petrol eş değeriyle ciddi bir potansiyele sahiptir.

Türkiye’de hububat bitkilerinin katı atık miktarı 39,2-52,3 milyon ton, mısır artıkları 3,8-4,8 milyon ton, şeker pancarı 1,3-1,5 milyon ton ve pamuk 522-617 bin ton olarak tahmin ediliyor. Türkiye’deki toplam tarımsal katı atık miktarı 40-53 milyon ton olup bunun yıllık enerji eş değeri 50-65 milyon ton petroldür. Bu potansiyel, çeşitli biçimlerde işlenerek biyokütle yakıt olarak kullanılabilir.

Türkiye’nin, 23,7 milyon hektar tarımsal ekilebilir arazi ile zengin bir tarımsal potansiyeli var. Bu arazilerin 18,11 milyon hektarı ekili ve kalan kısım nadasa ait. Türkiye’nin var olan bu yüksek tarım potansiyeli biyokütleden enerji üretimini mümkün kılıyor. Ayrıca enerji pazarındaki küresel değişiklikler, biyoenerji ve yenilebilir enerji için yeni şanslar ortaya çıkarıyor. Yenilenebilir enerji, enerji talebi arttıkça ve fosil yakıtlar azaldıkça temiz bir yol haline gelip büyümeye devam ediyor.

BİYOKÜTLE’DE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

YANLIŞ-1: “BİYOKÜTLE ENERJİSİ DOĞAYA ZARAR VERİR.”

Biyokütle enerjisinin kaynağı doğal malzemelerdir. Örneğin bitki atıkları, tarım ürünlerinin atıkları bu enerji için iyi malzemelerdir. Bunun dışında odun, hayvan gübresi ve evsel atıklar yani çöpler biyokütle enerjisinin kaynağı olabilir. Özellikle evsel atıkların yani çöplerin bu şekilde dönüştürülüp kullanılması, çevreye zarar vermez.

YANLIŞ-2: “BİYOKÜTLE ENERJİSİ HAVAYI KİRLETİR.”

Biyokütle enerjisi üretiminde doğal atıklar yakılmak sureti ile enerjiye dönüştürülür. Yakma işlemi sırasında açığa çıkacak dumanın havayı solunmaz bir hale getireceğinden yana endişeler mevcut. Fakat bu malzemelerin yakılması esnasında insan ve çevre sağlığı yönünden hiçbir zararlı atık açığa çıkmaz. Yakılan ürünler, kimyasal maddeler değildir.

YANLIŞ-3 “BİYOKÜTLE ENERJİSİ TARIM ARAZİLERİNE ZARAR VERİR.”

Biyokütle enerjisi, tarım arazilerini ve suyu da kirletmez. Biyokütle enerjisi santralinin bulunduğu bölgelerde rahatlıkla tarım yapılabilir. Üstelik tarım ürünlerinden elde edilen atıklar, bu enerjinin kaynağı olarak kullanılabilir. Bu bölgelerde yaşayanlar, tarım ürünlerinin atıklarından dahi kar elde edebilir.

YANLIŞ-4 “BİYOKÜTLE ENERJİSİNİN MALİYETİ YÜKSEKTİR.”

Dünya Enerji Konseyi WEC’ye göre biyokütlenin ve çöplüklerde çözülen organik maddelerden oluşan metan gazının toplanarak yakılması finansal açıdan en ucuz alternatif enerji kaynakları arasında yer almaktadır.

YANLIŞ-5 “BİYOKÜTLE ENERJİSİ KESİNTİSİZ BİR KAYNAK DEĞİLDİR.”

Biyokütle kaynaklarını, karalardan denizlere kadar hemen her yerde bulmak mümkün. Doğada var olan ormanlar, hayvan dışkıları ve bitki atıkları yıllardır özellikle gelişmekte olan ülkeler tarafından kullanılan temel biyokütle kaynaklarıdır.